Dış Kaynak Kullanımı Ekonomiyi Nasıl Etkileyecek?

Dış kaynak kullanımı son yıllarda iş çevrelerinde en çok konuşulan konulardan biri haline geldi. İş dünyasında dijitalleşmenin artışıyla birlikte, işyerinde fiziksel varlığa duyulan ihtiyaç azalıyor. Ayrıca, eski tarz ofis alanları kültürel ve iş süreçlerinin verimi açısından önemini kaybettiğinden, şirketler yerel yetenekleri işe almak için diğer işletmelerle rekabet etmeleri gerekmediğini fark ediyor.

Her yıl tahminen 300.000 pozisyon yalnızca ABD’den dış kaynak olarak temin ediliyor ve işletmelerin %59’u giderlerini azaltmak için dış kaynak kullanımına başvuruyor. Rakamlar bu kadar yüksekken, dış kaynak kullanımının küresel ekonomi üzerinde önemli bir etkisi olması şaşırtıcı değil.

Şirketler Neden Dış Kaynak Kullanıyor?

Bu sorunun cevabı şirketten şirkete değişebilir, ancak dış kaynak kullanımının popüler olmasının en önemli nedenlerinden biri maliyet avantajıdır.

Şirket içi bir ekip kurmak, ihtiyacınız olan yeteneklerden dış kaynak olarak destek almaktan farklı sebeblerle çok daha yüksek maliyet gerektirir. Örneğin, bazı ülkelerdeki profesyoneller, daha uygun fiyatlı saatlik ücretlere çalışır. Ayrıca, şirket içi bir ekip, satın alma ve bakımından sorumlu olacağınız ekstra ofis alanına ve ekipmana ihtiyaç duyar. Bu çalışanların işe alımının uzun ve zorlu bir süreç olması ise yalnızca maliyeti değil, işlerin tamamlanması için gerekli süreyi de artırır.

Dış kaynak kullanımının bir diğer ana nedeni, dijital dönüşüm nedeniyle ihtiyaç sürekli artarken, yazılım geliştirme gibi belirli mesleklerde ortaya çıkan küresel yetenek eksikliğidir. Örneğin, işverenlerin %39’u sistem geliştiricileri ve sistem yöneticileri alanlarında yetenek eksikliği olduğunu bildiriyor.

Bu nedenle şirketler, iş akışlarını stressiz ve zamanında halletmek için güvenilir bir çözüm olarak yazılım geliştirmede dış kaynak desteğiyle bu zorluğun üstesinden gelirler.

Dış Kaynak Kullanımının Ekonomi Üzerindeki Etkisi

Dijital hizmetler, yazılım ve yazılım tabanlı hizmetler de dahil olmak üzere teknoloji, küresel olarak ekonomiye öncülük ediyor. Bu nedenle, teknoloji yeteneklerini dışarıdan temin etme eğiliminin yüksek rakamlara ulaşması, ekonomi üzerinde büyük bir etki yaratırken şirketlerin yeni ekonomik ortama uyum sağlamasını zorunlu kılıyor.

Daha önceki yıllarda teknoloji, web sitesine ve dijital varlığa duyulan ihtiyaçla birlikte iş dünyasının bir parçası haline gelirken aradan geçen sürede etkisini sürekli artırmaya devam etti. Dijital dönüşüm şu anda nasıl iş yaptığımızı belirliyor ve teknoloji uzmanlarına duyulan ihtiyaç büyük ölçüde artıyor.

Şirketler, dijital dönüşüm hedeflerine ulaşmak için yetenekleri dış kaynak kullanıyor. Daha açık bir şekilde ifade etmek gerekirse, şirketler bu sağlayıcılarla işbirliği kurarak siber güvenliği sağlıyor, uygulamalar geliştiriyor ve büyük bir yatırım yapmadan dijital ve çevik hale geliyor. Günümüz iş dünyasında bir zorunluluk haline gelen bu hizmetlerden en yüksek verimi almak içinse, bu adımların dikkatle atılması gerekiyor. 

Pratik ve hedef odaklı bir dış kaynak kullanımı stratejisi ile şirketler, teknolojiye ayırdıkları bütçeyi düşürebilir ve küresel ekonomide büyük dalgalar yaratabilir. Dış kaynak kullanımının ekonomideki en önemli istenmeyen sonucu işsizlik gibi görünse de bu durumu istihdam modellerinde bir dönüşüm olarak da yorumlayabiliriz.

Deneyimli ve yetenekli profesyoneller, artık potansiyellerini bir şirket içinde sınırlamak istemiyor. Bunun yerine, küresel olarak genişlemek ve küresel ekonomiye katılmak istiyorlar. Sonuç olarak, iyi bir hizmet edinmenin maliyeti şirketler için artabilir. Ancak yine de ekipleri kendi bünyesinde işe almaktan daha bütçe dostu bir çözüm olarak dış kaynak kullanabilirler. Şirketler bu çalışma modelinde saatlik veya proje bazlı bir fiyat ödediğinden, teknoloji hizmetlerine yalnızca ihtiyaçları olduğu sürece para harcarlar.

Dış kaynak kullanımında ana oyuncular

Dış kaynak kullanımı iki ana gruba fayda sağlar. İlk grup, daha küçük ülkeler ve gelişmekte olan ekonomilere sahip ülkelerdir. Büyük bir yetenek havuzuna sahip olsalar da, bu ülkelerin yerel ekonomileri bu ileri seviye hizmetleri almak için altyapıya veya kaynaklara sahip olmayabilir.

Sonuç olarak, bu ülkelerdeki kalifiye çalışanlar, dış kaynak olarak sundukları hizmetleri için yerel ekonomilerinin izin verdiğinden daha yüksek ücretler talet edebiliyor. Böylece bu ülkelerin küresel ekonomi üzerindeki etkisinin artarken, istihdamda fiziksel sınırlar ortadan kalkıyor. Gelişmekte olan ülkelerdeki profesyoneller, kariyerlerinde tatmin olma şanslarını artırıyor.

İkinci grup ise birinci sınıf hizmet sunan yetenekli ekipleri olan kurumsal düzeydeki şirketlerdir. Bu sağlayıcılar, müşterilerinin teknik ihtiyaçlarına katkıda bulunmak için onların bir parçası gibi çalışır. Bu nedenle, bu sağlayıcıların desteklerini alan şirketler, sundukları tüm cihazlara, araçlara ve yeteneklere erişebilir.

Sonuç 

Ekonominin kendine ait bir zihni vardır ve dış kaynak kullanımının uzun vadede ekonomi üzerindeki kesin etkisini tahmin etmek kolay değil. Bu yüzden yapabileceğiniz en iyi şey, mevcut verileri analiz etmek ve neler olabileceğine dair eğitimli bir tahminde bulunmaktır.

Diğer tüm iş uygulamaları gibi, dış kaynak kullanımı da kendi artıları ve eksileri ile gelen karmaşık bir konudur. Yakın gelecekte etkilerini daha iyi anlayacağız. Ancak o zamana kadar, fazladan bir el kullanabilen şirketler için güvenilir bir yardım kaynağı olmaya devam ediyor.

İş Zekası, Sürdürülebilirliği Nasıl Destekler?

Sürdürülebilirlik, günümüzün hızla değişen ve rekabetçi iş koşullarında kritik önem taşıyor ve dijital dönüşüm, şirketlerin sürdürülebilirliğinde kilit rol oynuyor. Bu kapsamlı süreç, çoğu şirket için oldukça gelişmiş teknolojik yaklaşımlar benimsemesini zorunlu kılıyor.

Daha yüksek satış rakamları ve kar oranları ile birlikte azalan maliyetlerin bir şirketi sürdürmek için zorunluğu olduğuna şüphe yok. Ancak günümüz iş dünyasında, yalnızca stratejik sürdürülebilirlik kararları verme becerisine sahip işletme sahipleri ve yöneticiler, temkinli ve tutarlı bir şekilde ilerleyebilirler. 

Bilgiye dayalı kararlar vermek, rekabetçi kalabilmeyi sağlıyor. Bunun içinse, geçmiş faaliyetleriniz hakkında daha geniş bir kavrayışa ve mevcut durumunuzu düzenli olarak analiz etmeye ihtiyacınız var.

Bu noktada iş zekası, veriye dayalı kararlar almanıza yardımcı olarak şirketinizin geleceği için önemli bir rol üstleniyor. İş zekası, strateji risklerini en aza indirmek ve sürdürülebilirliği artırmak için şirketinizin faaliyetlerine dayalı olarak verileri topluyorr, depoluyor ve analiz ediyor. Bu şekilde, operasyonel maliyetleri düşürmenize, geliri artırmanıza, müşteri hizmetlerini iyileştirmenize ve daha pek çok hedefe ulaşmanıza destek oluyor.

Daha Sürdürülebilir Olmanın Yolları

Ekiplerinizi, işletmenizin gerçek faaliyetine dayalı ortak bir zeminde bir araya getirdiğinizde, nihai hedefinize giden yolda her bir görevin verimliliğini artırabilirler. Sürdürülebilirliği bu şekilde sağlayabilirsiniz.

Çeşitli araçlar ve platformlar aracılığıyla, süreç takibi ve analizi, iş akışlarının tutarlılığı için gerekli ortak zeminin oluşturulmasına yardımcı olur. İş süreçlerinin düzenli ve sistematik olarak değerlendirilmesi, şirketlerin daha hızlı ve daha doğru kararlar almalarını sağlar.

Bu nedenle, şirketlerin sürekli büyüyen veritabanlarıyla başa çıkmak için pratik uygulamalar bulmaya ve hedeflenen stratejiler için karmaşık verileri analiz etmeye ihtiyacı var. Bu ihtiyaçlar karşısında ortaya çıkan süreçleri yönetebilmek içinse teknoloji desteği kaçınılmaz.

Sürdürülebilir işletmeler için kullanabileceğiniz çok sayıda teknoloji var. Örneğin, görev odaklı çalışan RPA, tekrarlayan görevleri hızlandırmanıza yardımcı olurken iş analitiği tüm iş akışında köklü değişiklikleri başlatabilir. Her ikisi de değerlidir ve şirketinizin sürdürülebilir olmasında son derece etkili olan iş zekasının bir parçasıdır.

İş Zekası Sürdürülebilirliği Nasıl Artırır?

​Daha iyi geliştirme, test etme ve uygulama için iş zekası kullanımı sürdürülebilirliği güçlendiriyor. Gizli ve kritik verileri düzenleme, tutarlılığı kolaylaştırma ve tüm yönetim sürecini analiz etme yeteneği sağlıyor.

İş zekasının sürdürülebilirliği nasıl geliştirdiği ana noktalar ise şöyle:

Çalışanları merkezi bir sistemde birleştirin

Veriye dayalı iş kararları bilgiye erişim gerektirir. Her seviyedeki çalışanınız aradıkları doğru, güncel ve eksiksiz bilgilere istedikleri zaman, istedikleri formatta kolayca erişebildiğinde süreçler daha sürdürülebilir hale gelir.

İş zekası, ekiplerinizin verileri merkezi bir sistemde iletmesini ve depolamasını sağlar. Dosyaları ve raporları gerektiğinde hızlı bir şekilde paylaşabilirler. Bu nedenle, organizasyonel verimlilik elde edebilir ve çalışan memnuniyetini önemli ölçüde artırabilirsiniz.

Anında analiz ve raporlama ile kararları iyileştirin

İş zekası, size özel bilgileri alabilmeniz için faaliyetlerinize dayalı olarak veri toplamanıza olanak tanır. Her zamankinden daha iyi ve daha hızlı kararlar almak için veri toplama ve yorumlamayı otomatikleştirebilirsiniz.

Sistem, raporları düzenli olarak analiz eder ve günceller, çeşitli araçlar kullanarak faaliyetleriniz hakkında detaylı bilgi almanızı sağlar. Bu nedenle risk almadan ve zaman kaybetmeden stratejilerinizi sürdürülebilir bir şekilde belirleyebilirsiniz.

Anlık raporlama ve analiz, değişen koşullarda ayakta kalabilme esnekliği de getirir. İş zekası sistemleri, çevrimiçi analiz, uyarı, sorgu tasarımı, verilere erişim, istisnaların belirlenmesi ve her düzeyde rapor ve kararların sunulmasını sağlar.

Bildirim ve uyarı merkezi ile çevikliği artırın

Hızlı tepki, doğru aksiyon kadar önemlidir. İş zekası, gerektiğinde sizi otomatik olarak bilgilendirerek, sürdürülebilirliğin önemli bir unsuru olan çevikliğinizi destekler.

Raporunuzda hedef değerler oluşturarak istediğiniz veya istemediğiniz rakamlar oluştuğunda sistemin sizi uyarmasını sağlayabilir, iş gücünden tasarruf sağlayan kontrol elde edebilirsiniz. Böylece yönetiminiz altında istediğiniz veya istemediğiniz veriler oluştuğunda bildirim merkezi tarafından otomatik olarak uyarılırsınız.

İş zekası ayrıca süreçlerin görselliğini artırarak adımları daha net hale getirir. İş zekası sistemleri, tüm verilerinizi özet, tablo, grafik, çizelge ve harita gibi çeşitli formatlarda hazırlar. Etkileşimli gösterge panosu ve kullanıcı dostu arayüz, verileri daha anlaşılır bir şekilde yorumlamak için karmaşık durumları bile basitleştirir.

Sürdürülebilirlik ve iş zekası birbiriyle doğrudan bağlantılıdır. İş zekası, daha iyi sürdürülebilirlik için rakiplere karşı nasıl konumlanacağınız konusunda daha fazla veriye ve bilgiye dayalı kararlar almanızı sağlar. İş zekasını kurum içinde yaygınlaştırdıktan sonra, kurumdaki her çalışan verilere dayanarak daha doğru ve tutarlı kararlar verebilir.

İş zekası ile sürdürülebilirliğin nasıl sağlanacağı hakkında daha fazla bilgi edinmek için bizimle iletişime geçebilirsiniz.

Bulut Teknolojisinin Faydaları Nelerdir?

Yaklaşık yirmi yıldır kullanılan bulut teknolojisinin iş verimliliği, maliyet-fayda ve rekabet açısından çok sayıda avantajı bulunuyor. 

Tasarruf

Şirketinizin bulutta saklanan verilerine  kolay erişim sağlayarak yeni başladığınız projelerde zamandan ve paradan tasarruf edersiniz. Bulut teknolojisi hizmetlerinin çoğu “kullandıkça öde” şeklindedir. Bu, ihtiyaç duymadıkları veya arzulamadıkları şeyler için fazla ödeme yapmaktan endişe duyan tüketiciler için iyi bir haber.  Bulutun sunduğu imkanlardan faydalanmadığınızda  para harcamanıza gerek kalmıyor. 

Güvenlik 

Bulut ana bilgisayarının tam zamanlı görevi,  şirketin kaynaklarını, çeşitli BT sorunları arasında bölmek zorunda olduğu geleneksel bir şirket içi sistemden çok daha verimli olan güvenliği yakından izlemektir. Güvenlik bunlardan yalnızca biridir.

Bulut Teknolojisinin Zorlukları Nelerdir?

Bulut teknolojisinin önündeki başlıca engellerin neler olduğunu ele almak için, bunların bazı sonuçlarını genişlettik ve kuruluşların karşılaşabileceği diğer bulut teknolojisi sorunlarını listeledik.

Maliyeti Kontrol Altında Tutmak

Bulut teknolojisi, çoğu durumda firmaların paradan tasarruf etmesini sağlayabilir. Ancak, bulut teknolojisi hizmetleri isteğe bağlı ve ölçeklenebilir olduğundan, miktarı,  maliyeti,  belirlemek ve tahmin etmek zor olabilir. Neyse ki, bulut fiyatlarını düşük tutmak için geliştirilmiş, finansal analitik ve raporlama yoluyla maliyet optimizasyonu gibi çeşitli stratejiler bulunuyor. 

Bulut sistemlerini mevcut sisteminize nasıl entegre edebilirsiniz?

Şirketinizin halihazırda kullanılan altyapısını tamamen elden geçirmeniz gerekmez. Mevcut altyapıyı benimseyeceğiniz bulut çözümleriyle birleştirmenin çeşitli avantajları vardır. Yine de, sistemleri entegre etmek zor bir iştir. Farkındalık, dikkat ve detaylara odaklanmayı gerektirir. Herhangi bir işletme bulut depolamasından büyük ölçüde yararlanabilir. Süreçleri otomatikleştirerek ve BT altyapısı, genişletme ve bakım giderlerini azaltarak üretkenliği artırır. Doğru plana sahipseniz, önemli ticari işlemlerinizin hiçbirinin durdurulması gerekmeyecektir.

Bulut teknolojisi hizmetlerini kimler kullanıyor?

Bulut teknolojisi kullanmanın faydalarından biri, iş değeri elde etmek amacıyla  hem yapılandırılmış hem de yapılandırılmamış çok miktarda veriden yararlanmak için büyük veri analitiği kullanma yeteneğidir.

Perakendeciler ve tedarikçiler artık reklam ve pazarlama çabalarını belirli bir demografiye odaklamak için müşteri satın alma modellerinden toplanan verileri kullanıyor. Kuruluşlar artık ilgili bilgileri elde etmek için davranışsal analizin temeli olarak sosyal ağ platformlarını benimsiyor.

Sonuç

Bulut tabanlı depolama, dosyaları özel bir sabit sürücüde veya yerel depolama aygıtında tutmak yerine uzak bir veritabanında depolamanıza olanak tanır. Bir elektronik cihazın internet bağlantısı olduğu sürece, verilere ve onu çalıştırmak için gereken yazılım uygulamalarına erişimi vardır. Maliyet tasarrufu, daha fazla üretkenlik, hız ve verimlilik, performans ve güvenlik gibi çeşitli nedenlerle bulut teknolojisi, bireyler ve şirketler arasında popüler bir seçimdir. Etkili, güvenilir yazılım çözümleri için bize ulaşın!

Hacking Değişti, Veri Güvenliğimiz Değişmeli mi?

2020’de yalnızca Amerika Birleşik Devletleri’nde, bilgisayar korsanlığı kurbanları 4,2 milyar dolardan fazla kaybetti. Bilgisayar korsanlığı ve kötü amaçlı yazılımlar, eskiden olduğu gibi yaratıcı eşek şakaları olmaktan uzak.  Peki, taktikler ve teknoloji bu kadar hızlı ilerlerken veri güvenliği hizmetlerimiz de bu zorluğu karşılamak için değişmeli mi?

Hacking Nedir?

Özünde, bilgisayar korsanlığı, bir veri sistemini ihlal etme ve kişinin genellikle erişemeyeceği sistemlerde kök salma eylemidir. Hack’ler, kimlik avı saldırılarından ağ güvenlik açıklarının istismarına kadar  birçok biçim alabilir ve bir dizi zayıflığı aşabilir. 

Bir sisteme girdikten sonra, bilgisayar korsanları genellikle kötü amaçlı yazılımı yerleştirir, verileri çalar veya yapabildikleri kadarıyla tahrip ederler.

Hacking Zaman İçinde Nasıl Değişti?

Bilgisayar korsanlığı, ilk programcılar tarafından yaratıcı bir vandalizm biçimi olarak başlarken, modern bilgisayar korsanlığı daha tehlikeli ve yıkıcı hale gelmiştir. Tipik saldırılar, bir web sitesinin tahrip edilmesinden önemli bir firmanın verilerinin ciddi boyutlardaki ihlaline kadar her şeyi içerebilir. Modern bilgisayar korsanlarının ulaşabileceği büyük ölçek, siber tehditleri üstesinden gelinmesi zor bir engel haline getirmektedir.

Veri Güvenliğimiz Neden Değişmeli?

Siber tehditlerin doğası şimdiye kadar geliştiği için veri güvenliği hizmetlerinin değişmesi gerekmektedir. Bilgisayar korsanları verilere erişmek için her zamankinden çok daha fazla yola sahiptir. Bulutta,  her zamankinden  fazla veri mevcut olduğundan da küçük bir ihlal bile işleri kızıştırabilir.

Bu günlerde Bizi Tehdit Eden Gerçek Veri Hackleri

Son zamanlarda haberlerde en çok öne çıkan hackleme yöntemi fidye yazılımlarıdır. Bu, kullanıcının dosyalarını şifreleyerek kendi bilgisayarlarına erişmelerini engelleyen tehlikeli, kötü amaçlı bir yazılım türüdür. Şifre çözme anahtarı karşılığında kripto para birimi (genellikle Bitcoin) biçiminde bir “fidye” talep edilmektedir. Buna rağmen ödeme yapıldıktan sonra anahtarsız bırakılan çok sayıda kurban bulunmaktadır. 

Oldukça sık meydana gelen bir diğer hack, wi-fi destekli kameraların ihlalidir. Bir veya iki evin münferit olayları yaygın olsa da birkaç büyük ihlal de meydana gelmektedir. Bir olayda, ABD’deki evler ve Çin’deki fabrikalar aynı hack’e maruz kalmıştır!

Siber Güvenliğin Geleceği

Cihazların giderek artan birbirine bağlantısallığı göz önüne alındığında, siber güvenliğin geleceği, bir savunmayı tüm güvenlik açıklarını kapsayacak şekilde ölçeklendirmekte  yatmaktadır. Teknoloji ilerledikçe ve yeni tehditler geliştikçe, firmalar hem bağımsız olarak hem de PCI DSS gibi endüstri kuruluşları aracılığıyla çözümler geliştirmeye devam etmektedir.

Veri güvenliği danışmanlık firmaları, yeni teknolojileri ve bunların getirdiği  güvenlik açıklarını ele almak amacıyla  yazılım ve dağıtım stratejilerine öncülük etmek için uzun yıllar harcamıştır.  Birçok firma uzaktan izleme ve yönetim sunmaktadır.

Sonuç: Veri Güvenliği Hizmetleri Aramalı mıyım?

Veri güvenliği hizmetleriyle ilgili verilebilecek en iyi tavsiye, bu işe yalnız girmemektir. Omreon’un geliştirme ekibi, modern siber tehditlerin değişen doğasını ele almak için yeni ürün ve hizmetler geliştirmek için 24 saat çalışmaktadır. Ücretsiz teklifinizi almak için bugün bizimle iletişime geçin ve dijital dönüşümünüzü başlatın!

Offshore Yazılım Geliştirme : Dış Kaynak Kullanımının Artıları ve Eksileri

Yöneticilerin dörtte birinin uygulama oluşturmak için offshore yazılım geliştirme ekiplerini kullandığını biliyor muydunuz?

Genel bulut hizmetleri pazarının genişlemesi yönündeki trend yükselmeye devam etmektedir. BT dış kaynak kullanımı büyüme oranı da %4.42 seviyelerindedir. Yurtdışında mevcut olan yetenek zenginliği ile, şirketler artık geliştiricilere, onshore yetenek kadar kolay bir şekilde dış kaynak sağlayabilmektedir.

Bu makale, offshore yazılım geliştirmenin artılarını ve eksilerini vurgulamaktadır.

Öncelikle; onshore, nearshore ve offshore dış kaynak kullanımı arasındaki farkları keşfedeceğiz. Neden doğru offshore alternatifini seçmeniz gerektiğini öğreneceğiz. Ardından, mükemmel dış kaynak geliştiricilerin nasıl seçileceğini göreceğiz.

Offshore bir ekipten yararlanarak yazılım devrimine katılmak için okumaya devam edin!

Offshore Yazılım Geliştirme Nedir?

Şirketler, uygulamalarını geliştirmek için yetenekli kişileri işe alırken üç seçenek arasından seçim yapabilir:

  • Yerleşik kara geliştiricileri (onshore) – aynı bölge veya ülke içinde
  • Yakın kıyı (nearshore) geliştiricileri – yakındaki/sınırdaki ülkeler
  • Deniz ötesi (offshore) geliştiricileri – başka bir ülkenin kaynaklarını kullanmak

Yerel yetenek havuzlarına bağlı kalma günleri geride kaldı.  Hızlı İnternet bağlantıları ve bulut bilişim, gerçek bir olasılıklar dünyasının kapısını açıyor. 

Türkiye’de herhangi bir geliştiriciyle çalışmak, kendi şehrinizdeymiş  gibi  kolaydır. Yazılım geliştirme danışmanlığından Python’da programlamaya kadar tüm geliştiriciler artık uzaktan çalışmaktadır.

Devam eden salgın süreci de bu modelin işe yaradığını kanıtlamaktadır. Yöneticiler, geleneksel fiziksel bir ofisten, mesafenin artık engel olmadığı sanal bir alana geçmektedir.

Offshore Yazılım Geliştirmenin Artıları ve Eksileri

Offshore yazılım geliştirme, daha büyük  yetenek temeline sahip bir ülke içi iş düzeninin bütün  avantajlarını sunmaktadır.

Örneğin,  offshore yazılım geliştirme ekibinden veri güvenliği sağlama hizmetini almak, şunları yapmanızı sağlar:

  • Risk değerlendirmelerini sektör profesyonelleriyle gerçekleştirmek
  • Kritik iş varlıklarını tanımlamak
  • Etkili güvenlik kontrolleri oluşturmak
  • ·Çevrimiçi eğitime erişmek

Ekipler, artık yerel iş piyasanızla sınırlı değil. 

Omreon gibi bir şirket, yılların tecrübesine sahip yetenekli danışmanlar sunmaktadır. Liderlik ve yönetimden, uygulama geliştirmeye kadar onshore geliştiricilerin sunamayacağı hizmetleri sunmaktayız.

Genel giderleri azaltmak, projelerinizi dışarıdan temin etmenin bir başka önemli nedenidir.

ABD’de bir yazılım mühendisinin ortalama taban maaşı 114 bin dolar. Bu maliyetler Doğu Avrupa oranları ile rekabet edemez. Ancak dezavantajlar nelerdir?

Neden Offshore Yazılım Geliştirme Hizmetlerini Seçmelisiniz?

Yazılım geliştirmenin dış kaynak kullanımına yönelik algılanan ilk engel, olası iletişim engelidir.

Ancak, Slack ve MS Teams gibi modern işbirliği araçlarıyla bu konu sorun olmaktan çıkmaktadır. Ayrıca, çoğu offshore geliştiriciler İngilizce konuşmaktadır, bu nedenle iletişim artık sorun olarak görülmemelidir.

Peki ya ek yönetim ve gözetim?

Bu durum, ekibinizin yerel veya uzak olmasına bakılmaksızın akla gelmektedir. Geliştiricileri dışarıdan temin ettiğinizde, onları istediğiniz gibi yönetme seçeneğiniz var.  Omreon, projelerinizi sizin adınıza denetlemesi için yönetim uzmanları da sunmaktadır.

Doğru Dış Kaynak Firmasını Nasıl Seçersiniz?

Mükemmel takımı bulmanın anahtarı, seçeneklerinizi araştırmaktır. Omreon olarak önceki projelerimizi web sitemizde listelemekten gurur duyuyoruz. Diğer geliştiricilerin aksine, yeni müşterileri taahhütte bulunmadan önce çalışmalarımızı ve hizmetlerimizi gözden geçirmeye teşvik etmekteyiz.

Offshore yazılım geliştirme, şirketinizin geleceğine  yatırım yapmak  için eşsiz bir fırsattır. Projelerinizi Omreon’dan temin ederek, farklı seviyelerde uzmanlarımıza erişebilirsiniz. Veri güvenliği, iş zekası ve yazılım danışmanlığı konularında uzmanlık sunmaktayız. Bugün bizimle iletişime geçin ve size nasıl yardımcı olabileceğimizi keşfedin!