Yazılım geliştirmede dış kaynak kullanımı, son yılların iş geliştirme ve strateji modelleri arasında en çok konuşulan hizmetlerden biri. Çünkü artık şirketler her zamankinden daha rekabetçi, teknoloji ise takip edilemez bir hızda ilerliyor. Dış kaynak kullanımı da internet ve üst düzey iletişim araçlarının yardımıyla sorunsuz bir şekilde yapılabiliyor.
2021 yılında, dış kaynak kullanımı çoğu şirket için “sahip olunması iyi” bir strateji olmaktan ziyade “olmazsa olmaz” bir yöntem olacak. Bu öngörüyü yakın zamanda yapılan birçok araştırma da destekliyor. Businesswire’ın yaptığı araştırmaya göre, Covid-19 krizinin ortasında bile hızını kesmeyen BT dış kaynak kullanımının küresel pazar değerinin 2020 yılında 342,9 milyar dolar olduğu tahmin ediliyor. 2027 yılına kadar da 410,2 milyar dolarlık büyüklüğe ulaşacağı öngörülüyor.
Global ölçekte birçok şirketin başarı hikâyeleri arasında yazılım geliştirmede dış kaynak kullanımının olduğunu görüyoruz. Dış kaynak kullanan şirketler temel yetkinliklerine odaklanıyor, verimli işler ortaya çıkarıyor, üstelik bunların hepsi şirket içi maliyetler azaltılırken yapılıyor.
Yazılım projenizi dış kaynak kullanarak geliştirmek istiyor ama dış kaynak kullanımı konusunda tecrübeniz azsa o zaman aklınızda birçok soru olacaktır.
Yazılım geliştirmede dış kaynak kullanırken, ne gibi çalışma ve proje modelleri kullanılıyor?
BT dış kaynak modelinde önünüzde sadece iki seçenek bulunur, doğru veya yanlış seçim.
Tercihiniz hatalı olursa, yapılan tüm çalışmaları, harcanan parayı ve geçen zamanı kaybederek her şeye sıfırdan başlamanız gerekir. Unutulmamalıdır ki, yarım kalan bir işi devam ettirmek, o işe sıfırdan başlamak kadar zorlu olabilir. Bu nedenle iş ortağı ve ekip seçimi ile proje yöntemi, ekip seçimi konuları hayati öneme sahiptir.
Sabit fiyatlı sözleşme modeli (Fixed-price model)
Sabit fiyatlı sözleşmede ödeme, proje süresine ve harcanacak emeğe bağlı değildir. Ödemeler, belirlenen tarihlerde yapılır, hizmet sağlayıcının da proje planına uyacağı öngörülür.
Sabit fiyatlı sözleşmeleri süre ve maliyet modelinden ayıran nokta, işin kapsamının ve hedefi tamamlamak için gereken kaynakların müşteriye açıklanmasına ihtiyaç olmamasıdır.
Risklerin önemli bir bölümünün hizmet sağlayıcıya yüklendiği süre ve maliyet modelinde, proje süresi ve bedeli değişmeksizin, hizmet sağlayıcının projeyi bitirmesi beklenir. Bu nedenle, bu modelde güven çok önemlidir.
Bir mobil uygulama geliştiricisi düşünün. Yeni e-ticaret siteniz için hazırlamak istediğiniz iOS uygulamayı işi zamanında teslim edebilmek uğruna daha az özenerek teslim etme eğiliminde olabilir. İki taraf arasında %100 güven sağlanamıyorsa, süre ve maliyet veya takım bazlı modeller üzerinde çalışmak daha doğru bir tercih olabilir.
Süre ve maliyet modeli (Time and material model)
BT dış kaynak kullanım modelleri arasında en eski ve muhtemelen açıklanması ve anlaşılması en basit yöntemlerden biri süre ve maliyet modelidir. Bu modelde, sadece kaynak maliyeti dikkate alınır: yüklenicinin ücreti, maliyetleri ve bazı durumlarda sabit ücretlerin ortalaması – projenin değeri ve ölçeği yalnızca taslak olarak değerlendirilebilir.
Süre ve maliyet fiyatlandırma yöntemi genellikle adam-saat olarak hesaplanır ve ardından her uzmanın çalışma saatinin maliyetine bağlı olarak oluşturulur. Müşteri, işin nihai sonuçlarını kabul ettiğinde proje tamamlanır.
Örneklendirecek olursak; Bir full stack developer size, A, B ve C işlerini sunuyor ve siz de harcanan her saat için D oranında emeğinin karşılığını ödüyorsunuz. Ayrıca, proje geliştirme nedeniyle ortaya çıkan maliyetler için de bir ödeme yapıyorsunuz. Proje risklerini, yükleniciden daha iyi yönetebildiğinize inanıyorsanız bu model sizin için harika bir seçenek olabilir.
Müşteriye tahsis edilmiş ekip ve kaynak modeli (Dedicated team and resources model)
Müşteriye tahsis edilmiş ekip ve kaynak modeli, dış kaynak kullanımında büyük ilgi gören bir iş modelidir. Müşteri ve hizmet sağlayıcı iş yükünü ve belirli bir süre için proje gereksinimlerini karşılıklı olarak kabul eder. Bu modelde yazılım geliştirme şirketi, müşterinin talep ve gereksinimlerine uyan BT uzmanlarını o müşteriye özel olarak çalıştırır. Müşterinin belirlenen işine tahsis edilen ekip, belirlenen sürede tam zamanlı olarak kararlaştırılan projeye konsantre olur. Müşteri ise proje ve ekip üzerinde tam yönetim kontrolü sağlar. Yazılım geliştirme şirketinin işe alma ve idari destekten sorumlu olduğu bu modelde müşteriye özel çalışan ekip, müşterinin şirket içi geliştirme ekibinin uzantısı olarak hareket eder.
Bu model, gereksinimlerin başlangıçta belirsiz olduğu, kapsam değişikliğine açık, ölçeklenebilir, uzun vadeli projeler için uygundur. Müşterinin geliştirme ekibinin belirli alanlarda beceri veya uzmanlıktan yoksun olduğu senaryolarda, önerilen en iyi yaklaşım, gerekli beceri setlerine sahip ve mevcut ekibinin bir uzantısı olarak çalışabilecek projeye tahsis edilmiş bir ekiple çalışmak olabilir.
Omreon olarak dış kaynak kullanımına yeni başlayacak şirketlerin dikkate aldığı konuları, akıllardaki soru işaretlerini, dikkat edilmesi gereken noktaları çok iyi biliyoruz. Uzun yıllardır farklı ölçeklerdeki birçok şirketle dış kaynak yazılım geliştirme alanındaki çalışmalarımızın getirdiği tecrübeyle bu süreçleri kolaylaştırıyoruz. Sabit fiyatlı sözleşme, süre ve maliyet sözleşmesi gibi modeller arasından projeye en uygun çalışma modeline birlikte karar vererek çalışmaya başlıyoruz. Omreon ile en uygun model, en iyi ekip ve en başarılı proje yolculuğuna çıkmak isterseniz bugün bizimle iletişime geçebilirsiniz.