Dış kaynak kullanımı son yıllarda iş çevrelerinde en çok konuşulan konulardan biri haline geldi. İş dünyasında dijitalleşmenin artışıyla birlikte, işyerinde fiziksel varlığa duyulan ihtiyaç azalıyor. Ayrıca, eski tarz ofis alanları kültürel ve iş süreçlerinin verimi açısından önemini kaybettiğinden, şirketler yerel yetenekleri işe almak için diğer işletmelerle rekabet etmeleri gerekmediğini fark ediyor.
Her yıl tahminen 300.000 pozisyon yalnızca ABD’den dış kaynak olarak temin ediliyor ve işletmelerin %59’u giderlerini azaltmak için dış kaynak kullanımına başvuruyor. Rakamlar bu kadar yüksekken, dış kaynak kullanımının küresel ekonomi üzerinde önemli bir etkisi olması şaşırtıcı değil.
Şirketler Neden Dış Kaynak Kullanıyor?
Bu sorunun cevabı şirketten şirkete değişebilir, ancak dış kaynak kullanımının popüler olmasının en önemli nedenlerinden biri maliyet avantajıdır.
Şirket içi bir ekip kurmak, ihtiyacınız olan yeteneklerden dış kaynak olarak destek almaktan farklı sebeblerle çok daha yüksek maliyet gerektirir. Örneğin, bazı ülkelerdeki profesyoneller, daha uygun fiyatlı saatlik ücretlere çalışır. Ayrıca, şirket içi bir ekip, satın alma ve bakımından sorumlu olacağınız ekstra ofis alanına ve ekipmana ihtiyaç duyar. Bu çalışanların işe alımının uzun ve zorlu bir süreç olması ise yalnızca maliyeti değil, işlerin tamamlanması için gerekli süreyi de artırır.
Dış kaynak kullanımının bir diğer ana nedeni, dijital dönüşüm nedeniyle ihtiyaç sürekli artarken, yazılım geliştirme gibi belirli mesleklerde ortaya çıkan küresel yetenek eksikliğidir. Örneğin, işverenlerin %39’u sistem geliştiricileri ve sistem yöneticileri alanlarında yetenek eksikliği olduğunu bildiriyor.
Bu nedenle şirketler, iş akışlarını stressiz ve zamanında halletmek için güvenilir bir çözüm olarak yazılım geliştirmede dış kaynak desteğiyle bu zorluğun üstesinden gelirler.
Dış Kaynak Kullanımının Ekonomi Üzerindeki Etkisi
Dijital hizmetler, yazılım ve yazılım tabanlı hizmetler de dahil olmak üzere teknoloji, küresel olarak ekonomiye öncülük ediyor. Bu nedenle, teknoloji yeteneklerini dışarıdan temin etme eğiliminin yüksek rakamlara ulaşması, ekonomi üzerinde büyük bir etki yaratırken şirketlerin yeni ekonomik ortama uyum sağlamasını zorunlu kılıyor.
Daha önceki yıllarda teknoloji, web sitesine ve dijital varlığa duyulan ihtiyaçla birlikte iş dünyasının bir parçası haline gelirken aradan geçen sürede etkisini sürekli artırmaya devam etti. Dijital dönüşüm şu anda nasıl iş yaptığımızı belirliyor ve teknoloji uzmanlarına duyulan ihtiyaç büyük ölçüde artıyor.
Şirketler, dijital dönüşüm hedeflerine ulaşmak için yetenekleri dış kaynak kullanıyor. Daha açık bir şekilde ifade etmek gerekirse, şirketler bu sağlayıcılarla işbirliği kurarak siber güvenliği sağlıyor, uygulamalar geliştiriyor ve büyük bir yatırım yapmadan dijital ve çevik hale geliyor. Günümüz iş dünyasında bir zorunluluk haline gelen bu hizmetlerden en yüksek verimi almak içinse, bu adımların dikkatle atılması gerekiyor.
Pratik ve hedef odaklı bir dış kaynak kullanımı stratejisi ile şirketler, teknolojiye ayırdıkları bütçeyi düşürebilir ve küresel ekonomide büyük dalgalar yaratabilir. Dış kaynak kullanımının ekonomideki en önemli istenmeyen sonucu işsizlik gibi görünse de bu durumu istihdam modellerinde bir dönüşüm olarak da yorumlayabiliriz.
Deneyimli ve yetenekli profesyoneller, artık potansiyellerini bir şirket içinde sınırlamak istemiyor. Bunun yerine, küresel olarak genişlemek ve küresel ekonomiye katılmak istiyorlar. Sonuç olarak, iyi bir hizmet edinmenin maliyeti şirketler için artabilir. Ancak yine de ekipleri kendi bünyesinde işe almaktan daha bütçe dostu bir çözüm olarak dış kaynak kullanabilirler. Şirketler bu çalışma modelinde saatlik veya proje bazlı bir fiyat ödediğinden, teknoloji hizmetlerine yalnızca ihtiyaçları olduğu sürece para harcarlar.
Dış kaynak kullanımında ana oyuncular
Dış kaynak kullanımı iki ana gruba fayda sağlar. İlk grup, daha küçük ülkeler ve gelişmekte olan ekonomilere sahip ülkelerdir. Büyük bir yetenek havuzuna sahip olsalar da, bu ülkelerin yerel ekonomileri bu ileri seviye hizmetleri almak için altyapıya veya kaynaklara sahip olmayabilir.
Sonuç olarak, bu ülkelerdeki kalifiye çalışanlar, dış kaynak olarak sundukları hizmetleri için yerel ekonomilerinin izin verdiğinden daha yüksek ücretler talet edebiliyor. Böylece bu ülkelerin küresel ekonomi üzerindeki etkisinin artarken, istihdamda fiziksel sınırlar ortadan kalkıyor. Gelişmekte olan ülkelerdeki profesyoneller, kariyerlerinde tatmin olma şanslarını artırıyor.
İkinci grup ise birinci sınıf hizmet sunan yetenekli ekipleri olan kurumsal düzeydeki şirketlerdir. Bu sağlayıcılar, müşterilerinin teknik ihtiyaçlarına katkıda bulunmak için onların bir parçası gibi çalışır. Bu nedenle, bu sağlayıcıların desteklerini alan şirketler, sundukları tüm cihazlara, araçlara ve yeteneklere erişebilir.
Sonuç
Ekonominin kendine ait bir zihni vardır ve dış kaynak kullanımının uzun vadede ekonomi üzerindeki kesin etkisini tahmin etmek kolay değil. Bu yüzden yapabileceğiniz en iyi şey, mevcut verileri analiz etmek ve neler olabileceğine dair eğitimli bir tahminde bulunmaktır.
Diğer tüm iş uygulamaları gibi, dış kaynak kullanımı da kendi artıları ve eksileri ile gelen karmaşık bir konudur. Yakın gelecekte etkilerini daha iyi anlayacağız. Ancak o zamana kadar, fazladan bir el kullanabilen şirketler için güvenilir bir yardım kaynağı olmaya devam ediyor.